Elementor #3328 - Uzman Fizyoterapist Metehan Sarıkaya - Fizik tedavi ve Rehabilitasyon

Uzman Fizyoterapist Metehan Sarıkaya – Fizik tedavi ve Rehabilitasyon

Sık Sorulan Sorular

Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon, Pulmoner Rehabilitasyon, Nörolojik Rehabilitasyon hakkında ve merak ettiğiniz diğer soruların cevaplarına ulaşabilirsiniz.

Bu tedavi türü, kas-iskelet sistemi, sinir ve solunum sistemi gibi çeşitli alanlarda ağrıyı azaltmayı ve fonksiyonları artırmayı hedefler. Tedaviler arasında manuel terapi, elektroterapi, sıcak-soğuk uygulamaları, egzersiz programları ve birçok destekleyici modalite bulunur​. Bel, boyun ve sırt ağrıları, spor yaralanmaları, inme veya nörolojik rahatsızlıklar, göğüs hastalıkları, onkolojik hastalıklar, romatizmal hastalıklar ve cerrahi sonrası iyileşme gibi aklınıza gelebilecek her duruumdan sonra fizik tedaviye ihtiyaç duyulabilir.

  • Bir seans genel olarak 30-60 dakika sürmektedir
  • Rehabilitasyonun ne kadar uzun süreceği, haftada kaç gün gerektiği hastalığa ve iyileşme hızına bağlı olarak değişir.
  • Yumuşak dokuların iyileşmesi yaklaşık 6-8 hafta sürer.
  • Hastanın hekimi ile görüşülüp ilk değerlendirme yapıldıktan sonra hedef süre belirlenebilir.
  • Nörolojik hastalıkların rehabilitasyonu çok daha uzun sürmekle beraber hastanın tedaviye katılımı ve doğru zamanda başlayan uygulamalar rehabilitasyon süresini kısaltabilir.

Değerlendirme sürecinde ulaşılan sonuçlara göre hedefler belirlenir. Bu hedeflere ulaşmak için gerekli olan müdahaleler, egzersizler, kas germeleri,  manuel terapi, elektroterapi, masaj ve eklem mobilizasyonları, nefes egzersizleri, nörofizyoloji temelli egzersiz yaklaşımları gibi sayısız teknikten size lazım olanlar fizyoterapistiniz tarafından seçilip bir terapi programı oluşturulur. Bu program çoğu zaman siz iyileştikçe aşama aşama ilerleyen bir yapıdadır ve iyileşmeyi en hızlı hale getirecek şekilde planlanır. 

Fizyoterapi süresince hareket etmek kaçınılmazdır. Bu yüzden hareketinizi engellemeyecek kıyafetler giymelisiniz.

En geç 1 saat önce yemek yenmiş olmalı, seans öncesinde yeteri kadar su içilmelidir. 

Sıcak/soğuk uygulamalar önerildiyse seanstan önce uygulamaya başlanılabilir.

Size seans öncesinde yapılmak üzere bir ev programı verildiyse eksiksiz şekilde yapılmalıdır.

Genellikle hafif rahatsızlık, dokularda gerilme veya karıncalanmalar hissedilebilir; ancak ağrı seviyesi genellikle tolere edilebilir düzeydedir​. Fizyoterapistler ağrı düzeyinizi düşük tutarak iyileşmenize yardımcı olmak için yeterli bilgiye sahip olup ağrı oluşmaması için dikkat eder.

 

Muayenede belirlenen yakın-orta-uzak hedeflerin hepsine ulaşılması her zaman mümkün  olmayabilir. Durumunuz iyileştikçe seans sıklığı genelde azaltılıp ev programının yoğunluğu arttırılır. İyileşme düzeyinizden memnun olduğunuzda fizyoterapistiniz ile beraber karar vererek tedaviyi sonlandırabilirsiniz. Size bir ev programı hazırlanır ve bir süre daha programı kendiniz takip etmeniz istenir. Böylece tedavinin etkileri daha kalıcı ve uzun süreli olur. Programa düzenli uyum önemlidir, bu yüzden terapiye ara vermeyi gerektirecek durumlara uzmanlar eşliğinde karar verilmelidir.

Solunum Fizyoterapisi ve Pulmoner Rehabilitasyonla İlgili Sık Sorulan Sorular

Pulmoner rehabilitasyon, akciğer hastalıkları hakkında farkındalığı artırmayı ve egzersiz yaparken nefes darlığını azaltmayı kapsayan eğitim ve egzersiz programıdır. Bu programda, akciğerlerinizi ve kaslarınızı güçlendirerek daha aktif olmanız sağlanır.  Yaşam kalitenizi artırmayı, kronik akciğer hastalığınızı daha iyi yönetmenizi ve hastane ziyaretlerini azaltmayı hedefler.

Genellikle hastane veya klinik ortamda gerçekleştirilen bu uygulamalar uygun durumlarda evde yapılabilir. Ancak fizyoterapist veya doktor kontrolünde olmalıdır. Uygunsuz egzersiz veya yanlış teknik kullanımı bazı riskler doğurabilir. Bu riskleri azaltmak için doğru muayene ve ölçümlerin uzman tarafından yapılması sonrasında evde güvenle yapılabilir.

Aktif enfeksiyonu olanlar, yeni kalp krizi geçirenler, ciddi kalp yetmezliği veya kontrolsüz hipertansiyonu olanlar genellikle uygun değildir. Daha fazla bilgi için iletişime geçebilirsiniz.

Solunum kaslarını güçlendiren egzersizler, dayanıklılık ve kuvvet artırıcı aktiviteler, aerobik egzersizler, solunum kontrol teknikleri, enerji koruma teknikleri, solunum egzersiz cihazlarının kullanımı ve bronşiyal hijyen ve öz-yönetim eğitimleri gibi kapsamlı birçok tekniği barındırır. Bunun yanında beslenme danışmanlığı ve psikososyal destek, ekibin diğer uzmanları tarafından sağlanabilir. Ne gibi tekniklere ihtiyacınız olduğuna değerlendirmeler sonucunda karar verilip programınız oluşturulur.

  • Solunum Fonksiyonlarının İyileştirilmesi: Solunum kasları güçlendirilir ve nefes darlığı azaltılır.
  • Fiziksel Dayanıklılık: Egzersiz programları ile genel fiziksel kondisyon artırılır.
  • Yaşam Kalitesi: Hastaların günlük aktivitelerini daha rahat yapabilmeleri sağlanır, hastaneye yatış sıklığı azalır.
  • Eğitim ve Bilinçlenme: Hastalar, hastalıkları hakkında daha fazla bilgi sahibi olur ve kendi sağlıklarını daha iyi yönetebilir hale gelir.
  • Psikolojik Destek: Hastalar, hastalıklarıyla daha iyi başa çıkar ve depresyon, anksiyete gibi durumların üstesinden gelmekte desteklenir.
  1. Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH): KOAH, solunum yollarında kalıcı obstrüksiyona neden olan ilerleyici bir hastalıktır. Solunum fizyoterapisi, nefes darlığını hafifletmek, mukusun temizlenmesini sağlamak ve egzersiz kapasitesini artırmak için kullanılır.
  2. Astım: Astım, solunum yollarının kronik olarak iltihaplanmasına ve daralmasına neden olan bir hastalıktır. Solunum fizyoterapisi, nefes darlığını kontrol altına almada ve astım atağı riskini azaltmada önemli bir rol oynar.
  3. Kistik Fibrosis: Kistik fibrosis, solunum yollarında mukusun kalınlaşması ve birikmesi ile karakterize bir genetik hastalıktır. Solunum fizyoterapisi, mukusun temizlenmesini kolaylaştırmak, enfeksiyon riskini azaltmak ve solunum yollarının açıklığını sağlamak için kullanılır.
  4. İnterstisyel Akciğer Hastalığı: İnterstisyel akciğer hastalığı, akciğer dokusunun inflamasyonu ve skarlaşmasıyla karakterizedir. Solunum fizyoterapisi, nefes darlığını hafifletmek, solunum kaslarını güçlendirmek ve solunum fonksiyonunu iyileştirmek için uygulanabilir.
  5. Kanser: Fizyoterapi akciğer kanseri tedavisi sonrası iyileşme sürecinde de önemli bir rol oynar. Tedavi sonrası dönemde, akciğer fonksiyonlarının normale dönmesi için fizyoterapistler solunum egzersizleri ve solunum fizyoterapisi yöntemlerini kullanarak hastalara destek olurlar.
İletişim

Nörolojik Rehabilitasyonla İlgili Sık Sorulan Sorular

İnme, omurilik yaralanması, Parkinson, MS gibi nörolojik hastalıklar sonrasında kaybolan fonksiyonları geri kazanmayı ve kişinin yaşam kalitesinin iyileştirilmesini sağlayan, uzman bir ekip gözetiminde uygulanan programlardır.

  1. Fonksiyonel Değerlendirme: Sinir sistemi hastalıklarında fizyoterapinin ilk adımı, hastanın mevcut durumunun ve fonksiyonel yeteneklerinin değerlendirilmesidir. Bu değerlendirme, hastanın hareket kabiliyetini, dengeyi, kas gücünü ve diğer fonksiyonları içerir. Buna ek olarak, hastanın günlük yaşam aktivitelerini ve yaşam kalitesini etkileyen sorunlar belirlenir.
  2. Hedef Odaklı Tedavi Planı: Fizyoterapist, hastanın hedeflerini ve ihtiyaçlarını dikkate alarak bireyselleştirilmiş bir tedavi planı oluşturur. Bu plan, hastanın hareket yeteneğini ve fonksiyonlarını geliştirmeyi, ağrıyı azaltmayı, dengeyi iyileştirmeyi ve bağımsızlığını artırmayı hedefler.
  3. Egzersiz ve Kuvvetlendirme: Sinir sistemi hastalıklarında fizyoterapi, kasların güçlendirilmesi, esnekliğin artırılması ve motor kontrolünün iyileştirilmesi için çeşitli egzersizler sunar. Bu egzersizler, hastanın hareket kabiliyetini ve koordinasyonunu artırarak günlük yaşam aktivitelerine katılımını kolaylaştırır.
  4. Denge ve Koordinasyon Egzersizleri: Sinir sistemi hastalıklarında denge kaybı ve koordinasyon sorunları yaygındır. Fizyoterapist, denge ve koordinasyonu geliştirmek için özel egzersizler ve teknikler sunar. Bu, hastanın düşme riskini azaltır ve güvenli bir şekilde hareket etmesini sağlar.
  5. Yürüme ve Hareket Rehabilitasyonu: Sinir sistemi hastalıklarında hareket kısıtlamaları sık görülür. Fizyoterapist, hastanın yürüme yeteneğini iyileştirmek ve güvenli bir şekilde hareket etmesini sağlamak için yürüme eğitimi tekniklerini kullanır. Bu, hastanın bağımsızlığını ve yaşam kalitesini artırır, yeniden yürümeye başlama sürecini hızlandırır.
  6.  

Çalışmalara göre en fazla iyileşme inme veya yaralanmanın hemen sonrasındaki süreçte gerçekleşiyor, ancak doğru eğitim ve terapi programı ile ilerleyen dönemlerde küçük iyileşmeler de elde etmek mümkündür.

 Bobath yaklaşımı, sinir sistemi hastalıklarının tedavisinde yaygın olarak kullanılan bir nörofizyolojik yöntemdir. Bu yaklaşım, motor kontrolün ve hareketin iyileştirilmesi için kas tonusunu ve postürü etkileyen egzersizler, manuel terapi ve pozisyonlama tekniklerini içerir. Bobath yaklaşımı, hastaların motor becerilerini yeniden kazanmalarına ve günlük yaşam aktivitelerine katılımlarını artırmalarına yardımcı olur.

Fizyoterapistler, nörolojik rehabilitasyonda, hastaların kas gücünü, esnekliğini ve hareketliliğini artırmak için kişiye özel olarak tasarlanmış egzersiz programları uygularlar. Ayrıca, yürüme, denge ve koordinasyon becerilerini geliştirmek için çeşitli teknikler ve mobilizasyon egzersizleri de kullanılır. 

  • Damar hastalıkları, inme (felç), beyin kanaması, transient iskemik ataklar (TIA)
  • Enfeksiyonlar, menenjit, ensefalit, poliomyelit
  • Travma, beyin veya omurga yaralanması
  • Yapısal veya nöromusküler hastalıklar, Bell’s palsi, servikal spondiloz, karpal tünel sendromu, beyin-omurilik tümörleri, periferal nöropati, Guillain-Barre sendromu, musküler distrofiler, myastenia gravis
  • Dejeneratif hastalıklar, parkinson, multipl skleroz, ALS, Alzheimer, Huntington
  • Genetik hastalıklar, spinal musküler atrofi, spinoserebellar ataksi
  • Günlük yaşam aktivitelerine yardım: Yemek yeme, giyinme, banyo yapma, tuvalet kullanma, yazı yazma, yemek pişirme ve temel ev işleri.
  • Konuşma terapisi: Konuşma, okuma, yazma ve yutma becerilerini geliştirme.
  • Stres, kaygı ve depresyon yönetimi.
  • Mesane ve bağırsak eğitimi.
  • Hareket, kas kontrolü, yürüme ve dengeyi geliştiren aktiviteler.
  • Egzersiz programları: Hareketi artırma, kullanılmayan kaslardaki zayıflığı önleme veya azaltma, kas spazmlarını ve ağrıyı yönetme, hareket aralığını koruma.
  • Sosyal ve davranışsal becerilerin yeniden öğrenilmesi.
  • Beslenme danışmanlığı.
  • Toplum destek gruplarına katılım.
  • Konsantrasyon, dikkat, hafıza ve yargılama sorunlarını geliştiren aktiviteler.
  • Bağımsızlığı artıran yardımcı cihazların temini ve kullanımı konusunda yardım.
  • Eğitim ve danışmanlık.
  • Güvenlik ve bağımsızlık önlemleri ile evde bakım ihtiyaçları.
  • Ağrı yönetimi.
  • Mesleki danışmanlık.

Nöroplastisite, sinir sisteminin değişebilirliği ve adapte olabilme yeteneğidir. Sinir sistemi hastalıklarında, nöroplastisite kavramı önemli bir rol oynar. Felç-inme gibi durumlarda, beyin hasarı sonucunda kaybedilen işlevlerin yeniden kazanılması için nöroplastisiteye dayalı rehabilitasyon tedavileri büyük önem taşır. Beyin, hasarlı bölgeleri aşarak yeni sinir yolları oluşturabilir ve hasarlanmış bölgelerin işlevlerini üstlenebilir. Kronik nörolojik hastalıklarda beynin adapte olabilme yeteneği avantaja çevrilerek denge, koordinasyon ve yürümenin iyileştirilmesi sağlanabilir.

Örneğin felcin ilk 6 ayı, nöroplastisitenin en aktif olduğu dönemdir. Bu dönemde yoğun ve etkili rehabilitasyon uygulanması, nöroplastisiteyi destekler ve hastaların iyileşme potansiyelini artırır. Erken dönemde yapılan müdahaleler, beyin hücrelerinin yeniden yapılanmasını ve sinir bağlantılarının oluşturulmasını teşvik eder. Bu nedenle, felç-inme hastalarının mümkün olan en kısa sürede nörolojik rehabilitasyon programlarına başlamaları önemlidir.

Sinir sistemi hastalıklarında fizyoterapi ve nörolojik rehabilitasyon, hastaların yaşam kalitesini artırmak, hareket kabiliyetini iyileştirmek ve bağımsızlıklarını geri kazanmalarına yardımcı olmak için önemli bir rol oynar. Fizyoterapistlerin, bireyselleştirilmiş tedavi planları, egzersizler, denge ve koordinasyon teknikleri ve erken müdahale gibi yöntemlerle hastaların tedavi sürecinde destek olmaları hayati öneme sahiptir. Sinir sistemi hastalıklarının yönetiminde fizyoterapi ve nörolojik rehabilitasyonun kullanılması, hastaların daha bağımsız, hareketli ve dolu bir yaşam sürmelerine yardımcı olur.

Language